10 Ocak 2017 Salı

YAŞANMIŞ BİR SATRANÇ HİKAYESİ


Sıcak bir yaz günü köhne tramwayın kalabalığından sıyrılıp biraz daha nefes alabilmek için kendimi vagonun en arka tarafında karşılıklı üç koltuğun bulunduğu boşluk kısmına doğru attım. Önünde dikildiğim ters ikili koltuklardan birinde altmış yaş üstü yaşlıca kapalı bir hanım teyze mutsuz bir yüz ifadesiyle oturmuş, yanındaki kıza ve hemen karşısında oturan türbanlı arkadaşına doğru gözlerini alttan alttan kısarak bakıyor, gençler kendi hallerinde konuşuyorlar, bende ayakta olmam nedeniyle bu manzarayı, içten içe muzip yanlarına gülerek, bütün ayrıntılarıyla seyrediyordum. Kadının bakışlarından içinde fokurdayan bir şeyler olduğunu anlamıştım ki bir süre sonra dayanamayıp, gözlerini diktiği kızın O'na tebessümle bakmasına karşılık olarak: "Kızım tamam o saçını çok güzel kapatmışsın ama giydiğin pantolon hiç olmamışş" dedi tıslayarak. Zavallı kızcağızın tebessümü hiç beklemediği bu tepki karşısında yüzünde dondu kaldı, o sırada kadın yanındaki kızı işaret ederek "böyle başı açık, pantolonlu dolanmak çok büyük günah, Peygamber Efendimizin hadisi var! Cehennemde cayır cayır yanarsınız sonra" diye devam etti. Bir anda hiç beklemedikleri bu saldırı karşısında neye uğradıklarını şaşıran iki arkadaş ilk şoku atlattıktan sonra, türbanlı olan kız; "Pantolon giymemde ne var ki teyze, herkes giyiyor zaten çok normal bir şey ki buu, benim üzerimdeki de uzun pantolonu örtüyoor, kıyafetlerimde ona göre bol... vs vs " diye anlatmaya başladı. Kadın "valla ben demiyorum kızım Peygamberimiz söylüyor! Çokkkhh büyük günah bu erkek kılığında dolanmak, diyanetin kitabında yazıyor! İnanmazsanız ona bakın valla kitap öyle, ben demiyorum!" dedi. Bu arada çevredekilerle birlikte bu konuşmayı izlemeye başlamıştık. Ah benim o herkesle her an her yerde sohbet eden tavrım bu konuya dahil olmadan edemedi, kaçınılmaz olarak... "O söylediğiniz şey, kadının erkek kılığına girip sahtekarlık yapması ile ilgili söylenmiş, ona bakarsanız erkeğin kadın kılığına girmesi de günah, bu gündelik kılık kıyafetle ilgili bir durum değil" dememle, çevredeki kulaklar bize doğru dönmüş, konuşma bizim aramızda devam etmeye başlamıştı. Kızlar yaklaşan durakta inmeye hazırlanırken, bu arada yaşlı hanım teyzenin karşısında boşalan koltuğa ben oturmuştum. Kadın; "valla diyanetin kitabında günah olan şeyler yazıyor ben ordan okuduğumu söylüyorum, Peygamber (S.A.V) Efendimizin hadisleri var. Pantolon giymek, tavla oynamak, satranç oynamak günah!" diye sıralamaya başladı. Hop bala paşam! "Niye günah oluyormuş tavla satranç?! Yok öyle bir şey teyze" derken, bizi dinleyenlerden bir beyefendi arkadan gövdesi ve başıyla uzanıp "Günah!" diye gürleyerek kadını onayladı, "oynaması değil! tavla ve satranç oynayarak zamanı boşa harcamak günah!" dedi kaşlarını bilmiş bir edayla yukarı kaldırarak. 
"Hayır efendim değil!" dedim... 
-Günah!
-Değil!
"Günahhh!!!" diye son kez ünleyerek durağı kaçırmamak için alel acele tramwaydan indi. Bu arada tramwayda son durağına yaklaşmak üzere olduğundan epey bir boşalmış, bende bu sayede rahatça nefes almaya başlamıştım. 

- Ah! Teyzecim ben çocukken bize sürekli radyo dinlemek, televizyon seyretmek çok büyük günah, derlerdi. Şimdi bunu söyleyenlere bak bütün televizyonlar, gazeteler, basın yayın holdingleri onlara ait, sabahtan akşama kadar o televizyonun içinden konuşup duruyorlar, sürekli ekranlardalar! Hani günahtı! Böyle şeylere inanmayın, bırakın gençler tavla, satranç gibi oyunlar oynasın, karşısında ki insanın beş on hamle sonra ne yapabileceği konusunda strateji geliştirmeyi, analitik düşünmeyi öğrensin, kendini geliştirsin! İnsanların düşünmesinden bu kadar korkmayın." Kadının kafası bu söylediklerim karşısında karışmışken üstüne: "Tanrı insanların düşündüğünden daha entellektüeldir, bu söylediğiniz şeylere takılacağını sanmıyorum..."  dedim muzırca... 


Zaten ineceğim durağa da gelmiştim. Bu son sözü söyledikten sonra hayretle dona kalan kadının elini avuçlarımın arasında muhabbetle tutup sizi tanıdığıma sevindim, sağlıcakla kalın diyerek indim. Tramway giderken arkamdan inanamaz ve allak bullak olmuş bir yüz ifadesiyle bakan hanım teyzeme sevgi dolu bir el sallamayı da ihmal etmedim.